Doğayla barışık, gezegene faydalı bir yaşam sürmek ve bunu bilinçli bir şekilde hayata geçirmek…
Endüstriden bu yana dünya üzerinde gerçekleştirdiğimiz tahribat, bu tutumları günden güne daha çok benimsememize sebep oluyor. Gezegenimizin, doğanın geleceği hakkında endişesi olan her insan davranışlarını ve alışkanlıklarını doğadan yana düzenlemek; onun ömrünü uzatmak için elinden geleni yapmak istiyor.
Permakültür bu bilinçte olan kişilerin uygulayabileceği bir teori. Doğayla daha barışık bir yaşam sürmek isteyenler için temel prensipleri ve yapılması gerekenleri listeleyen bu teorinin detayları şöyle:
Permakültür Nedir?
Permakültür permanent (kalıcı) ve agriculture(tarım) kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. 1970 yılında permakültürün temelini atan Avustralyalı Bill Mollison’un düşüncelerine göre sürdürülebilir tarım olmadan ekolojik sistemi kurtarmak mümkün değil. Bu sebeple permakültür çok daha geniş bir kapsama sahip olsa da ismini Bill Mollisison’un temel çözüm önerisinden alıyor.
Permakültürün özüne inecek olduğumuzda ise temel amacının ekolojik dengeyi korumak olduğunu görüyoruz. Atmosferle, toprakla ve su kaynaklarıyla; kısaca tüm doğayla barışık bir yaşam sürmeyi amaçlayan bu teori hayatın her alanına dokunuyor ve çevrecilik başlığı altında öğrendiğimiz birçok şeyi bir arada sunuyor.
Permakültürün Temel Prensipleri Nelerdir?
Permakültür doğaya rağmen değil; doğayla birlikte hareket etme ilkesi üzerine kuruludur. Bu ilke üzerinde geliştirilmiş prensipler ise şunlar:
Yeryüzüne Özen Göstermek: Bütün yaşam sistemlerine, habitatlara ve türlere canlı cansız ayrımı gözetmeksizin saygı duymak ve onların varlığıyla birlikte yaşamayı öğrenmek. Onların yaşaması ve çoğalması için gerekli koşulları desteklemek.
İnsanlara Özen Göstermek: Yalnızca başka canlılara ya da türlere değil kendi türümüze de saygı ve özen göstermek; onların yaşam koşullarının iyileştirilmesini gözetmek. Beslenme, barınma, eğitim alma, insani bir yaşam sürme gibi temel haklarını savunmak ve bunlara göre davranış geliştirmek.
Nüfus ve Tüketime Sınır Getirmek: Kendi ihtiyaçlarımızı kontrol altında tutarak tüketim alışkanlıklarımızı doğaya ve insana zarar vermeyecek şekilde belirlemek. Sınırlı tüketmek ve zararsız tüketmek. Tüketimden artan zaman, para, enerji gibi tasarrufları birinci ve ikinci ilkeler için kullanmak.
Permakültü Uygulamaları ve Teknikleri Nelerdir?
Permakültürün ilkelerine baktığımızda “Permakültür hangi alanlarda uygulanabilir?” sorusu ortaya çıkıyor. Bu sorunun cevabı ise: Eyleme geçtiğimiz her alanda.İnsan ilişkilerimizde, günlük rutinimizde, iş hayatımızda ya da politik taleplerimizde… Bizleri ilgilendiren ve eylemsellik gösterdiğimiz her alanda permakültür disipliniyle harekete geçmek mümkün.
Daha az tüketmemiz, boş yere harcamaktan kaçınmamız, hayvanlara destek olmamız, kuruyan bitkileri su vermemiz, insan ilişkilerimizde yıpratıcı olmaktan kaçınmamız permakültürün en basit davranış biçimlerinden. Canlı ya da cansız, insan ya da bitki başkalarının varlığına duyduğumuz saygı, gösterdiğimiz özen onların var oluşlarını cesaretlendirmek adına yapılan her şey permakültürün prensipleri içerisinde.
Bunun yanı sıra permakültürün çıkış noktası olan sürdürülebilir tarıma dayalı davranışlar, permakültürün önerileri arasındadır. Bu öneriler şöyle:
- Yağmur suyunun biriktirilmesi ve su ihtiyacı için kullanılması.
- Gübreleme için kompost yapımı.
- Baklagil ekerek toprağın iyileştirilmesi.
- Birbirini dengeleyen ürünlerin yetiştirilerek toprak verimliliğin artırılması.
- Yaban hayatının korunması.
- Kimyasal tüketimin azalması ve zararlı böceklerden doğal yöntemlerle korunulması.
0 Comments